Zikrullah Ben ve Bodrumdaki Ceset / POEM
Zikrullah bir sabah
çok saygın bir acıyla sarsılan dünyanın
zırıltısına kapattığım kapımı çaldı.
Tak tak.
Efendim?
Açsana adi herif dedi, açtım.
Boyanmış,
süslenmiş.
Dudağı büyük nenemimki gibi sarkık,
gözlüklerinin ardında sanki bir ağız daha.
Zikrullah kuruldu salona.
Agop nerede, ya Abdi?
Zikrullah'ın bodrumundan bir ceset çıkarmışlar.
Öldürmüşler birini bodrumda mı bilmem ama oraya atmışlar.
Dediğine göre eser tepesi.
Dediğine göre şimdi canı ne isterse o.
Dediğine göre başka bir şey.
Dediğine göre ölen tam ölmemiş.
Bir kahve bir iki sohbet ettik
Ziko bir kedi oldu, aslan, kuş.
Ziko bir ben oldu bir komşu bir puşt.
Ziko Ziko'yken bile bir başka iyi hoş
ben de ben değildim ben de neydim
dudağımda kan, çizik bir öpücük ruj
Derken dedim ekonomi berbat
tuttu beni bodrumdakiyle tanıştıracak.
Derken dedim Ziko bu herif ölmemiş
dedi zaten ölen ölürse ölmez, onu öp.
Öpemem ceset.
Öpersem dirilecek.
Cildi bozulmuş bile çürük et
yalnız ölümle seviştim o gece
ruha, yaşama ne hacet.
Etim benim de vıcık vıcık.
Zikrullah da bilir, bu işler biraz karışık.
Neyse çıktık bodrumdan
terasta yıldızlardan anasını bekleyen adam.
Çatı uçtu falan diyor anlamadım,
belki onunla yattım aşağıda ama sanmam.
Bir gemi geldi sonra
bir seyyah mı ne, o da değildi.
Bir kadındı sanırım sevistigim.
Ölünce şiire konuk.
Yorumlar
Yorum Gönder