Şeytan Sureti / POEM
Boş bir yankının arzusu bu.
Görmediğin, tutmadığın ve kavramadığın,
karşısında durup dikilemediğin
bir suretin
dışavurumu senin tezahürün.
Ardından yana yakıla aramadığın
adı anılmayan, anonim bir ismin.
Açılmamış yaralardan akan kan,
elem duyulmayan havadisler
ve iddia edildiği gibi olmayan bir
özveri
belki de nefret.
Bunun içerisinde doğdum ben.
Yapış yapış çıkarken ana rahminden
arkamda bıraktım
söylenen ve söylenecek
ve söylenemeyeceklerin.
Sövüpte yüzüne
söylenmeyeceklerin.
Ayıp nedir bilmeksizin
hayasızca çıkaracağım ortaya
sadece yansıtmaya cürret edebildiğim
acınası suretimi.
Korkun hakikatin iradesinden!
Davut’um ben.
Kutsal olduğum kadar istikrarlıyım
sonuna kadar koruduğum yobazlığımda.
Evreni titretir, hükümler veririm.
Öfkemi kuşanır, düşmanıma bilenirim.
Cenk ettiğim sırada vuku bulur
gayri ihtiyari bir serzeniş.
Vebalı bedenim ardında
tarifsiz bir çirkinlik yatar.
Tasviri mümkün olmayan
bir ucubenin söylemidir
onca yakılan ağıtlar.
Söyleyin bu kulun dile dökemediklerini.
Güzelliktir ölmesi gereken,
günüme aydınlık getirdiği gibi
ecelin ezgisine eşlik eden.
Gel gör ki karşında gördüğün bu hikmet
olacaktır vakti geldiğinde bir delalet.
Öyle ki bulacaksın yolunu
yüzleştiğin şeytan suretinin karşısında.
Yorumlar
Yorum Gönder