Minibüs / POEM

Şehrimin kışı,
dinlediğim şarkıyla yanıp sönen
telefoncu tabelası, neon, göz yorucu.
Gün doğmuş doğmamış
buruk puslu kadifeden sabah,
gözlerimi alıyor erkenci kuşların farları.
Ayıp olmasın diye sallanmıyorum şarkıyla,
martılar çığlık çığlığa, mırmır kedi uyuyor.
Durakta yaşlı bir amca yorgun elleriyle
sigarasını sarıyor.
Ellerimi kesen soğuk,
gelmeyen minibüs
ejderha soluklu bir avuç yoksul
iş yerlerinde de ısınacakları meçhul.
Öylece bekliyoruz. 
Fukarayız ama İstanbulluyuz.

Şehrimin kışı,
geldi sonunda kahrolası.
Tıkış tıkış, 
 sırnaş dolaş,
 şoför suratsız ve çok yavaş.
Yolcu yolcu üstüne,
yolcu değil bunlar ama beyefendi
hepsi işçi,
 az daha hızlı git de kaçırmasınlar mesaiyi.

İncirli'de dayanamadım,
attım kendimi minibüsten.
Güneş yüzümde,
çantam sırtımda,
soluğum yerinde mübarek
 yürüyorum ve istikamet
Bakırköy yolum.

Bakırköy'de tereciye tere satan,
milletin ağzından girip burnundan çıkan
solcuları aşıp,
denize varacağım. 
Bunaldım,
Biraz da onunla konuşacağım.


Yorumlar

En çok okunanlar