Prekarya / POEM
Prekarya
pek tekinsiz
göklerin çarkı tıkırında
ekranlarımız gözlerimiz.
Gökler ne kadar dakik,
prekarya dakikliğin leşi,
X.
Prekarya
acı çekmek demek yaşamak
banker miydi baban,
işçi miydi, falcı ya da akademisyen?
Prekarya sen,
uykusuz biri en fazla.
Öyle çok ki tuş
ekrandaki daha kolay kontrol ediliyor.
Prekarya daha yolda yürüyemiyor.
Prekarya dinle bu onların sesi,
makam mevki sahibi kimselerin,
baba şanına sığınanların,
sermayeden kahkahası ile bilinen
bomboş pezevenklerin sesi.
Nasıl da didaktikler,
nasıl da biliyorlar
nasıl iğrenirler senden
ve yağını çıkarmaya göz dikmişler.
Nasıl merhametliler,
nasıl tanrılar!
Hepsi birer birer, ayrı ayrı
koca taşaklı, en iyisi.
Prekarya,
onlar güvenli çağların şanslıları.
Korkarlar devrilecek diye tahtları.
Asıl onlar Babilon fahişeleri.
Şimdi hocan,
şimdi doktorun,
vekilin, baban, annendir onlar.
Geçer geçer zaman mezardır onlar.
Savaştılar, kirlettiler, siktir olup gidecekler.
Prekarya peki sen?
Kalk, doğrul, sırtlan madalyonunu.
İkisini de tak takıştır.
Yoksa, altında kalır çıtkırıldım omuzların.
Diklen, eğilme!
Prekarya prekaryalıktan geberme.
Yorumlar
Yorum Gönder