Bok Çamur Kan İrin / POEM

Çanları çalıyor 

bağırsağı dışarda efendinsinin evinin.

Tüm günahkarlar afiyetle etrafındayız,

çekinmeyin yiyin! 

Önce bir anne sandım çarmıhtakini,

sonra mermer bir heykel canlandı gözümde,

sonra koca yarık bölen İstanbul'u

beni ayıran annemden silah zoruyla.

Binbir çeşit yüz gördüm yüzünde

tanıdık birileri yine. 

Mağaramın ağzından baktığım,

hatırlarım yüzlerini, ölüleri yerler.

Yedikçe ölümsüzleşirler.

Çanları çalıyor mabedin

koca memeleriyle bir orospu kana buluyor

güzelim zeminini,

Efendi'nin ayakları şimdi hep kan olur.

Oluk oluk akarız, irin, çıban patlayıp,

kurutan derisini biz oluruz,

bağırsaklarını seren ortaya. 

Kana bulayan ak pak evi,

evi başımıza kuranların.

Çekinmeyin yiyin bizi

biz ki ceset tümülüsüyüz kentin.

Salyalı kıyılarına 

çürümüş bebek cesetleri vurur,

mor semasında annemin dumanı tüter,

sokaklarında vahşeti her gün o ilk günün

deldikçe delen diktatörün, baba,

nefret etmek bize düştü.

Bizle düşen her şeyle düşüp çürümeliyiz

yükselenlerin paçasına bulaşmak için

bir bok, çamur, kan ya da irin.


Çiçekler eser gelir yine.













Yorumlar

En çok okunanlar