Mukaddes Meydanda Bir Beşer / Poem
Uçkurumun kurumuş suyu,
susuz, ulu, uslu us ile bir anıt gibi
dikili dururum ak pak,
lekesiz ve cillop gibi
kentin namı, intizamıyla namdar
şanlı ve bir o kadar havadar
kutsiyetinden kat'a sual olunmaz
mukaddes anıtlar meydanında.
Başımda bir taç, üstünde
bilmem kaç karat parlak taş,
elimde semavi bir asa ve
sarınmışım iki kat pahalı libasla.
Önümden geçer durur tonla,
başını taşıyan, en az benim ayarımda
mermerden yapılmış,
nereden baksan heykel
abide üstüne abidelerle dolu yaşayanlarıyla
bu kentin, haşa yaratandan da kutsal,
insanları.
Bakıp da fark edecekler mi
elinde asası ile eşraf-ı muazzamdanmışçasına bakan
bu heykelin gözlerinin ferini diye
puttan da put bir vaziyette mum gibi
dururum.
Fakat çişim var.
Eğer işersem billur billur,
elmas dökülmez benden
Gül, manolya gibi de tütmez,
anında anamı bellerler.
Sapsarı idrarımın kesif kokusu ile kirletirsem
bilirler ki bu heykel bir beşer
ve üstelik de iptidai,
oracıkta hemencecik
kafamdan ayırırlar cüssemi.
dikili dururum ak pak,
lekesiz ve cillop gibi
kentin namı, intizamıyla namdar
şanlı ve bir o kadar havadar
kutsiyetinden kat'a sual olunmaz
mukaddes anıtlar meydanında.
Başımda bir taç, üstünde
bilmem kaç karat parlak taş,
elimde semavi bir asa ve
sarınmışım iki kat pahalı libasla.
Önümden geçer durur tonla,
başını taşıyan, en az benim ayarımda
mermerden yapılmış,
nereden baksan heykel
abide üstüne abidelerle dolu yaşayanlarıyla
bu kentin, haşa yaratandan da kutsal,
insanları.
Bakıp da fark edecekler mi
elinde asası ile eşraf-ı muazzamdanmışçasına bakan
bu heykelin gözlerinin ferini diye
puttan da put bir vaziyette mum gibi
dururum.
Fakat çişim var.
Eğer işersem billur billur,
elmas dökülmez benden
Gül, manolya gibi de tütmez,
anında anamı bellerler.
Sapsarı idrarımın kesif kokusu ile kirletirsem
bilirler ki bu heykel bir beşer
ve üstelik de iptidai,
oracıkta hemencecik
kafamdan ayırırlar cüssemi.
Yorumlar
Yorum Gönder