İğrençlerin Şarkısı / POEM

Ağzının kenarından 
hayat damladı yere
yer ikiye bölündü,
dörde, beşe, bine birden.
Bir şey doğdu
keskin kayaların parladığı çamurdan
yeşil, iğrenç,
ağzı kocaman, gözlerinin yerinde
çapak deryası, irin sızan çukurlu bir şey.
Doğruldu, elleri toprakta.
Doğruldu da yaklaştı yanıma.
Bir zeytin ağacı olmuşum.
önümde Akdeniz. 
Vebalı meyveler doğurur dallarım.
Doğan şeyin ayakları köklerim.
İrini yağım.
Zeytinlerim, ne mal ne mülk
ne de barış getirir yapraklarım.
Yarıklarımdan binlerce örümcek,
yılan, karabasan çıkar korkuturum
Akdeniz'i, Akdeniz'in bağrında
koca bir çıban, iltihaplı yara gölgem.
Cansız sahile vuranlar bilir,
nefesi kesilmiş atlar anlar dilimden.
Yağı akıtılan, kanı çiğnenen cümle
cana akraba,
Burnu dik, gözleri keskin, ayakları
sürekli toprağıma basana düşmanım.
Tüter, tüter durur toprağım.
Can alır, can verir.

Doğruldu, 
Ey Doğu, doğrul.
Güneşin de kendi
gecedir. 

İğrenç bilir, 
bakmazlar yüzüne.
Üzümler gibi ezil,
sıvılaş, gir kanlarına
kanından iğrenene.

Önümde şimdi koca Akdeniz,
bir cadı kazanı.
Kaynıyor yağlı başları içinde fokur fokur.
Erguvan renginde bir sıvı,
çamur ve kana oradan 
namı intizamıyla meşhur kentlere yağ.
Santorini bir kez daha,
patla. Yutmadan da durma!




Yorumlar

En çok okunanlar